Peyami Safa her hikâyesinde biraz kendini anlatır. Ancak hiçbirinde Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nda olduğu gibi doğrudan karşımıza dikilmez. 1930 yılında kaleme aldığı bu romanı, neredeyse otobiyografiktir. Nejat Saydam’ın 1967’de filme aldığı hikâye, Vefa İdadisi’nde öğrenciyken başlayan hastalığı etrafında gelişmektedir.
Umut, Endişe ve Sürü’de en önemli ekonomik eleştiri bilinçsiz makineleşmeyedir. Umut’ta fayton-otomobil, Endişe’de işçi-biçerdöver, Sürü’de ise traktör-koyun ikilikleri işlenmiştir. Aşırı makineleşmeden dolayı her üç filmde de aileler yoksulluk sonucu dağılmıştır.
Atalay Taşdiken’in Mommo: Kız Kardeşim filmi muhtemelen sinemamızın en yürek burkan, duygulanmadan izlemesi zor filmlerinden biri. Yine muhtemelen kardeşlik hakkında sinemamızın söylediği en dokunaklı ama en gerçek sözlerden.